Türkçesi basit geçmiş zaman olan bu konuya, geçmiş zamanda olmuş ve bitmiş cümleler kurarken ihtiyaç duyarız.
Durum cümlelerinde be (olmak) fiili kullanıldığı için, bu fiilin past-tense çekimi kullanılır, yani was,were kullanmak geçmiş zamanda ki durum cümleleri için yeterli olacaktır.
You kelimesi türkçeye çevrildiğinde sen veya siz durumuna gelsede ingilizcede siz hitabından dolayı çoğul durumundadır.
Eylem cümlelerinde fiilere ihtiyaç duyarız, koşmak bir eylemdir, koştu ise geçmiş zaman halidir, ancak koşuyordu ise bir eylem değil durum cümlesidir.
İngilizce de past-tense deki eylem cümlelerinde fiilin ikinci hali kullanılır. Fiillerin 2. hallerinin türkçedeki gibi düzenli bir yapısı olmadığı için bu fiilere irregular verbs (düzensiz fiiller) denmiştir.
Run (Koşmak) fiilini ele alırsak, fiilin ikinci hali
ran dır. Dolayısıyla "Kız koştu." gibi bir cümle kurmak istersek "The girl ran." dememiz yeterli olacaktır. Bu cümleyi betimleyerek daha güzel hale getirebilirsiniz.
Irregular verbs düzensiz fiiler anlamına gelir, ingilizcede bazı fiiler kullanıldıkları zaman dilimine göre, yazım ve söylem değişikliğine uğrarlar, bu fiiller arasında düzgün bir kural bulunmadığı için, düzensiz fiiler denir. Bu fiilerin ezbere bilinmesi gerekir, bir çok kez pratik yaparak ve dinleyerek kolayca öğrenebilirsiniz. Aşağıda bu fiilerin listesine yer verilmiştir. İlk sütun fiilin yalın halini, geniş zamanda bu hali kullanılır, ikinci sütün fiilin geçmiş halini, past tense için bu hali kullanıılır, üçüncü sütun ise past participle halini bu kısım ise perfect tense lerde kullanılır.
v0/v1 | v2 | v3 |
awake | awoke | awoken |
be | was, were | been |
beat | beat | beaten |
become | became | become |
begin | began | begun |
bend | bent | bent |
bet | bet | bet |
bid | bid | bid |
bite | bit | bitten |
blow | blew | blown |
break | broke | broken |
bring | brought | brought |
broadcast | broadcast | broadcast |
build | built | built |
burst | burst | burst |
burn | burned/burnt | burned/burnt |
buy | bought | bought |
catch | caught | caught |
choose | chose | chosen |
come | came | come |
cost | cost | cost |
creep | crept | crept |
cut | cut | cut |
deal | dealt | dealt |
dig | dug | dug |
do | did | done |
draw | drew | drawn |
dream | dreamed/dreamt | dreamed/dreamt |
drive | drove | driven |
drink | drank | drunk |
eat | ate | eaten |
fall | fell | fallen |
feed | fed | fed |
feel | felt | felt |
fight | fought | fought |
find | found | found |
flee | fled | fled |
fly | flew | flown |
forbid | forbade | forbidden |
forget | forgot | forgotten |
forgive | forgave | forgiven |
freeze | froze | frozen |
get | got | gotten |
give | gave | given |
go | went | gone |
grow | grew | grown |
hang | hung | hung |
have | had | had |
hear | heard | heard |
hide | hid | hidden |
hit | hit | hit |
hold | held | held |
hurt | hurt | hurt |
keep | kept | kept |
know | knew | known |
lay | laid | laid |
lead | led | led |
learn | learned/learnt | learned/learnt |
leave | left | left |
lend | lent | lent |
let | let | let |
lie | lay | lain |
lose | lost | lost |
make | made | made |
mean | meant | meant |
meet | met | met |
pay | paid | paid |
put | put | put |
read | read | read |
ride | rode | ridden |
ring | rang | rung |
rise | rose | risen |
run | ran | run |
say | said | said |
see | saw | seen |
sell | sold | sold |
send | sent | sent |
show | showed | showed/shown |
shut | shut | shut |
sing | sang | sung |
sit | sat | sat |
sleep | slept | slept |
speak | spoke | spoken |
spend | spent | spent |
stand | stood | stood |
swim | swam | swum |
take | took | taken |
teach | taught | taught |
tear | tore | torn |
tell | told | told |
think | thought | thought |
throw | threw | thrown |
understand | understood | understood |
wake | woke | woken |
wear | wore | worn |
win | won | won |
write | wrote | written |
Geçmişte yaptığımız pozitif bir işi belitmek istersek, örneğin: Su içtim gibi bir cümle kurmak istersek, fiilin ikinci halini kullanmamız gerekir içmek fiili ingilzice "drink" kelimesidir bu kelime düzensiz fiilere girdiği için listeden keliminin v2 haline bakarız ve bunun karşılığı "drank" kelimesidir, o halde kuracağımız cümle şu şekilde olmalı. "I drank the water".
Bu sayede suyu içtim anlamına gelen bir cümle kurmuş olduk.
>Genel yapı : Özne + Fiilin 2. hali + Obje şeklindedir.
Aynı örneğin negiatif hali suyu içmedim olacaktır, o halde cümlemiz için kesinlikle bir "not" kelimesi kullancağız, bunun yanında, bu cümle bir eylem cümlesi olduğu
içi yapmak fiilinin olumsuz halini kullancağız yapmak fiilinin ingilizce karşılığı "do" kelimesidir düzensiz
bir fiil olduğu için geçmiş zaman hali "did" kelimesidir bunu irregular verbs listesinde görebilrsiniz. O halde cümlemizde did ve not kelimelerini kesinlikle kullanacağız, geriye kaldı ana eylem yani içmek eylemi, ingilzicede geçmiş zaman olumsuz cümlelerinde fiilin yalın hali kullanıldığı için v0/v1 halini kullanıyoruz dolaıyısıyla cümlemiz, "I did not drink the water." Oluyor bu sayede suyu içmedim anlamında bir cümle kurmuş olduk.
Genel yapı: Özne + did not / didn`t + Fiilin yalin hali + Obje
Soru cümlelerinde yardımcı fiil her zaman başa gelir, yani yardımcı fiilimiz do ise geçmiş zaman halide did ise
cümleye eğer pozıtifse did negatifse did not ile başlarız, mesela suyu içtin mi ? Gibi bir cümle kurmak istersek,
Did you drink the water ? Diyebiliriz
Genel Yapı: Yardımcı fiil + Özne + Fiil yalın hali + Obje şeklindedir.
Negatif halini yazmak istersek, did not / didn`t kullanırz oda şu şekilde olur. Didn`t you drink the water ?